Ekipten

Arayüz Tasarımının 6 Prensibi

Yazar
Emine Alpşar
Kullanıcının, aklınızdan geçen herhangi bir dijital ortamı daha kolay kullanabilmesini ve rahatça gezinmesini sağlayan ayrıca görsel etki yaratarak motivasyonu da güçlendiren elementlerin bütünüdür. Kullanıcıyla temas eden o ilk görüntüyü en iyi şekilde yansıtmayı ve kişiyi kullandığı ürüne bağlarken insan odaklı tasarım ile daha iyi bir deneyim yaratmayı hedefleyen Arayüz Tasarımı Prensiplerini anlattık. Bu prensipleri projelerinizde kullanarak en iyi çözümlere ulaşmanız mümkün!
USERSPOTS BÜLTEN
Her ay tasarım ve teknoloji üzerine yeni stiller, dijital ürünler, projeleriniz için kaynaklar, tasarım ilhamları ve daha fazlasına sahip bülten.
Aramıza hoş geldin! Yeni bültenlerimiz de görüşmek üzere...
Oops! Something went wrong while submitting the form.

UI Tasarımın 6 Prensibi

Arayüz, kullanıcıyla doğrudan ve fiziksel olarak temas eden ilk görüntüdür. İlk karşılaşma, ilk enerji, ilk izlenim hepsi burada başlar. O nedenle bu ilk adım kritik bir değer taşır. Arayüz tasarımının yalnızca güzel renkler seçip, mini mini kutular koymaktan ibaret olmadığını kanıtlar nitelikte olan belirli prensipler vardır. Kullanıcı arayüzü tasarımının ilkeleri, kullanıcı arayüzü tasarımının kalitesini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Lucy Lockwood'un kullanım odaklı tasarım yaklaşımına göre oluşturulan bu ilkeleri inceleyelim!


Structure Principle (Yapı İlkesi)

Yapı ilkesi adından da anlaşılacağı üzere arayüzün inşa edildiği bölümdür. Tasarımınızı ne kadar planlı ve detaylı şekilde kurgularsanız, arayüzün temelleri de aynı oranda sağlam atılmış olacaktır. Yapı ilkesinin arkasındaki fikir, iyi organize edilmiş bir kullanıcı arayüzüne sahip olmaktır ve arayüzü mimarisiyle ilgilidir. Genellikle dallanarak uzayan bilgi mimarisinin hedefi kullanıcının gerekli bilgileri bulmasını kolaylaştırmaktır. Bu nedenle bireylerin tüm davranışlarının şekillenmeye başladığı nokta burasıdır. Arayüz tasarımının bel kemiğini oluşturan bilgi mimarisini detaylarıyla keşfetmek isterseniz Bilgi Mimarisi Hangi Yöntemlerle Tasarlanır? adlı içeriğimizi okuyabilirsiniz!

Tasarımcı Ne Yapmalı?

Bazen bekleneni yapmak en iyisi! İçeriği beklenen konuma yerleştirin. Örneğin, kullanıcı web sitenize girdiğinde amacı sizinle ilgili bilgi edinmek ise ilk bakacağı yer muhtemelen “Hakkımızda” bölümü olacaktır.

Alışkanlıkları değiştirmeyin! Navigasyon sistemini etkin bir şekilde tasarlamak demek kullanıcının rahatça siteyi kullanması demektir. Bu nedenle navigasyon sistemi elemanları bariz yerlerde tutulmalıdır. Örneğin, online yemek/market sipariş uygulamalarında “Sepetim” bölümü genelikle sağ üst köşede bulunur. Bu butonu orada görmemek kötü bir kullanıcı deneyimine de neden olabilir.

Hansel ve Gretel misali! Kullanıcı her an arayüzde kaybolmuş hissedebilir. Bunu sıfıra indirebilmek için kullanıcının yoluna çeşitli kırıntılar bırakın. Navigasyonu görebileceği yerlere koyarak, karışıklık olmadan takip edebileceği ve her zaman nerede olduğunun farkında olacağı ipuçları! Çünkü unutmayın, navigasyon kullanıcının uygulamada sorunsuz bir şekilde dolaşmasını sağlar. 


Simplicity Principle (Sadelik İlkesi)

Bu ilke tasarım tarihinde birçok bilir kişinin sözlerine yansımıştır. Less is more, Simplicity is the ultimate form of sophistication gibi devam eden bir zincir düşünün. Tüm tasarım disiplinlerinde olduğu gibi arayüz tasarımında da sadeliğin önemi tartışılamazdır. Yarattığınız tasarım kullanıcının uzmanlık seviyesinden bağımsız olmalıdır. Yani, başarı olarak adlandıracağımız şey aslında yeni bir kullanıcının ürünü eski kullanıcı kadar etkin bir şekilde kullanabilmesidir. Bu nedenle arayüz sade, basit ve kullanımı kolay olmalıdır. Genellikle sade tasarımın kaygısı çevreden gelen “E bunu ben de yaparım. Biraz daha şekilli bir şeyler mi olsa.” algısından kaynaklıdır. 

Tasarımcı Ne Yapmalı?

Karmaşıklıktan kaçının. Bu sayede kullanıcı hedefe daha hızlı ve verimli bir şekilde ulaşacaktır.

Elementleri bölmekten veya birleştirmekten çekinmeyin. Bazen 1 ögeyle anlattığınız şey yeterince bilgi vermiyorsa onu bölerek anlatın. Ya da tek bir ögeyle anlatabileceğiniz küçük küçük elementler varsa bunları birleştirip teke düşürün.

Kullanıcının anlayacağı dilden, onu harekete geçirici ve açık mesajlar verin ki isteğiniz yönünde hareket edebilsin. 


Visibility Principle (Görünürlük İlkesi)

Görünürlük, bir öğe ne kadar görünürse, kullanıcıların o ögeleri ve nasıl kullanıldıklarının bilinme olasılığının o kadar yüksek olduğu temel ilkedir. Aynı derecede önemli olan tam tersidir: Bir şey ne kadar gözden uzak olursa, onu bilmek ve kullanmak o kadar zordur. Bu nedenle tüm önemli işlevler ve anafikir kullanıcıyı gereksiz bilgilerle rahatsız etmeden görünür hale getirmelidir. Tasarımcının buradaki rolü, önemli bulduğu elementleri belirledikten sonra onları vurgulamaktır. 

Tasarımcı Ne Yapmalı?

Yazı tipleri boyutları, çeşitliliği ve renkleriyle görünürlüğü arttırılabilirsiniz. 

Boşluk/doluluk oranlarından faydalanabilir, öğeleri arayüzünüzün en görünür yerlerine yerleştirmeyi de deneyebilirsiniz. Veya etrafındaki gereksiz şeyleri kaldırarak önemli öğeleri daha görünür kılabilirsiniz.

Harekete geçirici butonların görünürlüğü için göz alıcı renkler kullanabilirsiniz.

Kalın, italik, alt çizgi gibi tipografik elementleri kullanarak seçtiğiniz ögeleri daha ilgi çekici hale getirebilirsiniz. Hatta tüm bu tipografik elemanlarla ilgili bilgi sahibi olmak ve daha çarpıcı arayüz tasarımları yapmak için UI’da Font Seçimi ve Yazı Tiplerinin Kullanıcı Üzerindeki Etkisi içeriklerine göz atabilirsiniz!

Ancak unutmayın! Bir unsuru görünür kılmak demek, her şeyi fiziksel olarak dikkat çekici yapmak demek değildir. Aşağıdaki maddelere devam ettikçe tek çözümün bu olmadığını fark edecek ve sizin projenize en uygun olanı seçebileceksiniz.


Feedback Principle (Geri Bildirim İlkesi)

Bu prensibi adeta bir onaylanma isteği gibi düşünebilirsiniz. Geri Bildirim İlkesi, eylemin gerçekleştirildiği konusunda kullanıcıya kesin bilgiyi sağlar. İşlemin başarılı veya başarısız olması önemli değildir. Önemli olan kullanıcının bu konuda bilgilenmesi ve daha sonra ne yapabileceği konusunda bilgi sağlamasıdır.

Örneğin, dosya yükleme veya indirme ekranlarında varsa yapılan işin yüzdesi görüntülenmelidir. Böylece kullanıcı işin devam ettiğini bilir ve paniğe kapılmaz.

Benzer bir örnek olarak, online yemek siparişi uygulamasından yemek siparişi verdiniz. Uygulamadan herhangi bir şekilde bir başarı bildirimi almazsanız, kafanız karışabilir. Başarılı bir şekilde sipariş verdim mi vermedim mi endişesiyle yeniden yemek siparişi vermeyi deneyebilir ve sonuçta iki pizza menüsü evinizin kapısını çalabilir! 

Tasarımcı Ne Yapmalı?

Açıklayın! Kullanıcı yaptığı ilemin sonucunda neyle karşılaşacağını bilmeli.

Hata yapmalarına izin verin! Hata yapmak problem değil önemli olan ona bunu düzgün bir dille söylemek ve sonucunda kişiyi bu hareketini düzeltmeye sevk etmek.

Sezgisel olmalı! Kullanıcı yaptığı hareketin sonucunda sizden bir tepki alacaktır bu tepki o kişiyi anlayan, sanki onun bir parçasıymış gibi olmalı. Aksi halde kullanıcı ürünü kullanmaktan ve keşfetmekten korkup bırakabilir.

Tolerance Principle (Tolerans İlkesi)

Tolerans, kullanıcı ürününüzü kullanırken sergilediği tavırlara karşı vereceğiniz cevapların üst ve alt noktalarıdır. Kullanıcı kitlenizi memnun edebilmek için tasarım esnek ve hoşgörülü olmalıdır. Bir hata yaptığında kullanıcı, her zaman herhangi bir kayıp olmadan geri dönebilmelidir. Yani gerektiğinde ona geri alma ve yineleme seçeneklerini sağlayabilmelisiniz. İnsan odaklı tasarımda hedef kullanıcı olduğundan onları anlamalı, hata yapma ihtimalleri göz ardı etmemeli bu hatayı gidermek için ona fırsat vermelisiniz. Bu nedenle de arayüzün, kullanıcı hatalarına karşı toleransı yüksek olmalıdır. Arayüz, kullanıcının görevleri hatasız bir şekilde başarabilmesi için ipuçları ve rehberlik sağlamalıdır.

Örneğin, iyi bir UI sistemi şifre belirlerken şifrenin uzunluğunu sorar. Ayrıca hangi simgelerin ve karakterlerin dahil edileceğini ve nasıl güçlü bir parola oluşturabileceğini de söyler. Bu, işlemin sonunda belirlenen şifrenin kriterleri karşılamadığını söylemeyip kullanıcıyı en başa döndürmekten çok daha iyidir. Çok fazla yeniden çalışmadan, tasarruf sağlar.

Reuse Principle (Yeniden Kullanım İlkesi)

Kullanıcı arayüzü tasarımının 6 ilkesinin sonuncusu Yeniden Kullanım ilkesidir. İlk bakışta tam bir tembelin yapacağı hareket gibi görünse de bu ilke, tasarımda tutarlılık sağlanmasını mümkün kılar. Aynı zamanda kullanıcıya daha iyi bir deneyim yaşatır. Örneğin, aynı kullanıcı bilgilerine iki farklı yerde ihtiyacınız olsa dahi kullanıcının bunları yalnızca bir yerde girmesini sağlayın. Bir kez aldığınız bilgiye zaten alt yapınızda sahipsiniz onu yeniden kullanarak kullanıcıyı yormayın! Yeniden kullanım ilkesi, UI öğeleri için de çalışır. Benzer görevler için aynı öğeleri kullanmak, arayüzde tutarlılık sağlayacaktır.

Tasarımcı Ne Yapmalı?

Optimizasyon için! Arayüzü optimize etmek için öğeleri mümkün olan her yerde yeniden kullanın.

Kararlı olun! Örneğin web sitenizde 8 adet indirme tuşu varsa, 8 butonun hepsi birbirinden farklı görünüme sahip düğmeler tasarlamayın.

Farklı olmaya çalışırken temkini elden bırakmayın! Farklı tasarımlar kullanıcıya yeni göründüğünden kafalarını karıştırabilir ve arayüzdeki tutarlığı azaltabilirsiniz.

Farklı tasarımlar kullanıcının kafasını karıştırabilir ve arayüzdeki tutarlılığı azaltabilir.



Arayüz Tasarımının 6 Prensibi
Arayüz Tasarımının 6 Prensibi (UI Design)

Hazırlayan;

Content Intern

Emine Alpşar

Oluşturulma Tarihi
08/2021
Güncellenme Tarihi
08/2021
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Userspots Bülten
Her ay tasarım ve teknoloji üzerine yeni stiller, dijital ürünler, projeleriniz için kaynaklar, tasarım ilhamları ve daha fazlasına sahip bülten.
2300’den fazla kişinin kayıtlı olduğu kulübümüze katıl !
Başvuru için teşekkürler. En kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz.
Lütfen eksik bilgileri tamamlayıp, tekrar deneyin.