Ekipten

Örneklerle Birlikte Storytelling'in UX'teki Rolü

Yazar
Çağla Yılmaz
Storytelling yani hikaye anlatımı yöntemi, merkezine kullanıcıyı alan tasarım stratejilerini geliştirme noktasında ve aynı zamanda tasarım odaklı düşünme süreçlerinde tasarım ekiplerine yol gösterir. Kullanıcı Deneyimi ve Storytelling ilişkisine gelin yakından bakalım.
USERSPOTS BÜLTEN
Her ay tasarım ve teknoloji üzerine yeni stiller, dijital ürünler, projeleriniz için kaynaklar, tasarım ilhamları ve daha fazlasına sahip bülten.
Aramıza hoş geldin! Yeni bültenlerimiz de görüşmek üzere...
Oops! Something went wrong while submitting the form.
No items found.

Storytelling ve UX 


İnsanlar olarak varoluşumuzdan bu yana her zaman hikaye anlatıcıları olduk. 70.000 yıl önce diğer memeliler arasında bizi farklı kılan; mitler, efsaneler, dinler ve fanteziler hakkında konuşabildiğimiz eşsiz iletişim şeklimizdi. Yalnızca biz hiç duymadığımız, görmediğimiz, dokunmadığımız ve koklamadığımız şeyler hakkında düşünebiliyorduk. Bazı duygular ve deneyimler açısın­dan diğer canlılardan çok daha niteliksiz olsak da hayal gücümüz bizi bir arada tuttu, iş birliği yapmaya daha istekli hale getirdi ve topluluklar oluşturarak hayatta kalmamızı kolaylaştırdı. Homo Sapiens’i diğer türlerden ayıran bu olay Bilişsel Devrim olarak adlandırılır.


Storytelling, insanın hayatta kalmak için savaşması gereken zamanlarda gelişti. Hayat zordu; doğa, hesaba katılması gereken tehlikeli bir güç ve diğer topluluklar sürekli bir tehditti. Doğaya boyun eğdirmek bir ölüm kalım meselesiydi, kitleleri boyun eğdirmek ise güç ve kaynakları güvence altına almanın ve güvenlik duygusu inşa etmenin bir yoluydu. Böylece çeşitli görüşler ve onları yaşatmak için kullanılan hikayeler nesiller boyu aktarıldı.


Harari'nin Sapiens adlı kitabında söylediği gibi: “Bilişsel Devrim’den beri Sapiens ikili bir gerçeklik içinde yaşıyor. Bir yanda nehirlerin, ağaçların ve aslanların nesnel gerçekliği; diğer yanda tanrıların, ulusların ve şirketlerin hayali gerçekliği.” 

Hikayelerin Gücü


Bir düşünelim; hiç bir reklamın yıllarca ezberinizde kaldığı oldu mu? Çocukken yatmadan önce dinlediğiniz masallar neden hafızanızda hala bu kadar canlılar? Peki ya ağzınıza takılan ve içinizden defalarca tekrar ettiğiniz şarkılar? Tüm bu senaryoların ortak unsuru hikayeleridir. Hikayeler, belirli tetikleyicilerle geri çağırılabilen hatıralar yaratır. 


Fritz Heider ve Marianne Simmel’in bu ünlü deneyinde, katılımcılara farklı yönlere çeşitli hızlarda hareket eden geometrik şekillerin olduğu bir animasyon izletildi ve katılımcılardan animasyonun hikayesini anlatmaları istendi. Araştırmacılar, katılımcıların bu geometrik şekillere “agresif büyük üçgen, kahraman daire, çaresiz küçük üçgen” gibi çeşitli kişilik özelliklerini atadıklarını ve pek çok olay örgüsü oluşturabildiklerini fark ettiler. Hikaye bazen aşk üzerineydi, bazen kahramanlık, bazen ise ebeveynlik. İnsanların özünde hikayeleştirmede ne kadar iyi oldukları gerçeğini güçlendiren çarpıcı bir çalışmaydı. 

Tasarımcılar için Storytelling Neden Önemlidir?

Günlük hayatımızda pek çok hikayeye maruz kalırız. Ailemizle sohbet ederken, arkadaşımızla telefonda konuşurken, iş yerinde, kafede… Hatta bir an olsun kendimizle baş başa kaldığımızda bile kolayca zihnimizden çeşitli senaryolar üretebiliriz. Hepimiz birer hikaye anlatıcısıyız ancak tasarımcılar olarak farkımız başkalarının hikayelerini de kurguluyor olmamız.


İyi bir deneyim yaratmak, iyi bir hikaye anlatmak gibidir. Hikayeleştirme, uyguladığımız çeşitli tasarım yöntemlerinin ve araçlarının özünü oluşturur. Muhtemelen siz de proje geliştirme aşamasında bu tasarım yöntemlerini, başka bir deyişle storytelling’i kullandınız. Persona oluşturarak, müşteri yolculuğu haritası hazırlayarak, storyboard yaparak aslında bir kahraman ve bir olay örgüsü yaratmış olursunuz. Bu teknikleri uygulamak, tasarımınıza ve sürece birçok açıdan yardımcı olur. Ayrıca, hikayenizi doğru aktararak paydaşlarınıza karşı ikna gücünüzü arttırırsınız.


İyi bir hikayenin aşk hormonu olarak da bilinen oksitosin seviyemizi artırdığını ve bizi iş birliğine daha açık hale getirdiğini biliyor muydunuz?

UX Hikayeleri

Tasarım sürecinde iki tür hikaye vardır; ekibimize ve paydaşlarımıza anlattığımız ve tasarımımızın onunla etkileşime geçen insanlara anlattıkları.

Tasarım sürecinde oluşturduğumuz hikayelerle ilk karşılaşmamız araştırma aşamasındadır. Etnografik araştırmalar, bağlamsal araştırmalar, odak grupları ve diğer tüm araştırma biçimleri, kullanıcılarımızın hikayelerini dinlememiz için bize fırsat verir. Bu hikayeler, gelecekte ekibimiz ve paydaşlarımızla paylaşacağımız hikayeyi de etkiler.


UX hikayelerinin uydurma olmadığını, gerçek insanların deneyimlerinden elde edilen gerçek hikayeler olduğunu unutmamalıyız. Storytelling’i kullanarak ekibimizi ve paydaşlarımızı kullanıcıların gerçekliğine yaklaştırır ve merkezine kullanıcıyı alan stratejiler geliştirmelerine yardımcı oluruz.


Diğer tüm hikayeler gibi UX hikayelerinin de bir olay örgüsü ve ana karakteri vardır. Olay örgüsünü belirledikten sonra aksiyonları, acı noktalarını, climax’i ve sonucu tanımlarız.


Aksiyonlar: Ana karakterimizin (persona) olay örgüsü esnasında gerçekleştireceği eylemlerdir. Aksiyonlar kullanıcının bakış açısını ve onu hangi noktalarda desteklememiz gerektiğini anlamamızı sağlar.

Acı Noktaları: Karakterimizin kafa karışıklığı, çaresizlik ve düşüş yaşadığı anlardır.

Climax: Climax anında karakterimiz yaşadığı probleme yönelik bir çözüme ihtiyaç duyar. İşte tam bu noktada ürünümüzü hikayeye dahil ederiz.

Sonuç: Sonuç aşamasında iki olasılık vardır. Karakterin problemini çözerek  onu mutlu sona eriştirebiliriz ya da karakter çözüme ulaşamaz, zor durumda kalır ve hikaye olumsuz sonuçlanır (ki bu tercih ettiğimiz senaryo değildir). Kötü sonları engellemek için hikayemizdeki ihtimalleri bilmek önemlidir.

Case Örneği


Kısa bir örnek ile bilgilerimizi somutlaştıralım. Bir giyim şirketinin check-out adımını tasarlamanız gerektiğini varsayalım. Müşterinizi dinlediniz, benchmark araştırması yaptınız, trendleri incelediniz, kullanıcı görüşmeleri çıktılarını edindiniz. Artık anlamlandırılması gereken bir veri yığınına sahipsiniz. Başlangıç için hikayenizin bir kahramana (persona) ihtiyacı var. Kahramanınız verileri sıkıcı bir excel dosyasından sıyırıp belki annenize, belki kapı komşunuza benzediğini fark etmenizi sağlayacak ve empati yapmanızı kolaylaştıracak.


Kahramanınızın adı Duygu, 25 yaşında, üniversite mezunu ve çalışan bir kadın. Teknolojik okuryazarlığı yüksek, aktif olarak sosyal medya kullanıyor. Alışveriş yapmayı, arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi seviyor. Yoğun ve yorucu bir hayatı var.


Artık herhangi birinin değil, Duygu’nun günlük rutininde nerede ve ne zaman, ne şartlar altında tasarladığınız ürünü kullanacağını bilmelisiniz. Bu noktada bir hikaye (müşteri yolculuğu haritası) oluşturabilirsiniz. Duygu’nun günlük rutinini adımlara ayırıp görselleştirmek fırsat noktalarınız, kısıtlarınız ve daha pek çok detay hakkında size fikir verecek. 


Duygu sabah uyanıyor, işe gitmek için hazırlanıp evden çıkıyor. Toplu taşımaya biniyor ve yol boyunca sitenizi ziyaret ediyor. Daha sonra iş yerine varıyor. Çalışmaktan bunalıp verdiği 10-15 dakikalık molalarda telefonundan tekrar sitenizde geziniyor. 


Kahramanınızın günlük rutininin bu parçasında belirli ipuçları elde ediyorsunuz. Örneğin; ürününüzü kullanırken bulunduğu ortamlarda konfordan uzak ve stres altında, muhtemelen dikkati dağınık ve yorgun. Üstelik ürününüzle ağırlıklı olarak mobilden etkileşime geçiyor. Kısa ve sık aralıklarla sitenizi ziyaret ediyor.


Hikayenizdeki acı noktalarını (toplu taşımada telefon kullanırken karşılaştığı fiziksel engeller), fırsatları (kısa sürede sipariş verebileceği hızlandırılmış adımlar), ruh halini (dikkati dağınık, sıkılmış, yorgun), öncelik sıranızı (mobil) tespit edebilir ve tasarım kararlarınızı bu doğrultuda verebilirsiniz.

Tıpkı bu case'de olduğu gibi tasarım süreçlerinize, storytelling yani hikaye anlatıcılığı ve anlatımı yöntemini dahil ederek ürün/hizmet stratejilerinizi geliştirebilirsiniz. Tasarım odaklı düşünme yönteminin de önemli bir parçası olan hikaye anlatımını, hem tasarım hem de inovasyon odağında deneyimlemek isterseniz online'da devam eden Design Thinking Eğitimimizin yeni dönemine katılabilirsiniz.

Kullanıcı Deneyimi ve Storytelling İlişkisi
Örneklerle Birlikte Storytelling'in UX'teki Rolü

Hazırlayan;

Jr Innovation Designer

Çağla Yılmaz

Oluşturulma Tarihi
12/2021
Güncellenme Tarihi
03/2022
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Userspots Bülten
Her ay tasarım ve teknoloji üzerine yeni stiller, dijital ürünler, projeleriniz için kaynaklar, tasarım ilhamları ve daha fazlasına sahip bülten.
2300’den fazla kişinin kayıtlı olduğu kulübümüze katıl !
Başvuru için teşekkürler. En kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz.
Lütfen eksik bilgileri tamamlayıp, tekrar deneyin.